Komünist Mücadelenin Kutup Yıldızları 17’leri Anmak, Anlamak Ve Kavramak! – Rıza ÖZEN

Her tarihsel dönemin, sürecin çok önemli; sürece  damgasını vuran,süreci ve geleceği derinden etkileyen tarihsel olaylar ve gelişmeler vardır ki, insanlığın özgürlük mücadelesi serüveninin dönüm noktaları niteliğindedir.

17 Haziran 2005 yılında Mercan dağlarında faşist TC güçlerince hunharca katledilen 17’ler, gerek geçmiş tarihimiz ve gerekse de geleceğimiz içinde böyle bir siyasi, ideolojik ve politik öneme, derinliğe, belirleyici ve tayin edici niteliğe sahiptir.

Onlar, İbrahim’lerden Cafer’lere herkesin gözleri önünde göndere çekilen, Vartinik’den Mercan’a sosyalizm ve komünizmin kızıl bayrağı ve sancağıdırlar!

17’leri bu denli değerli, önemli, nitelikli ve tayin edici   kılan, ezici çoğunluğunun yönetici organlarda yer almış, yarım yüzyıla yakın tarihsel birikim, deney, tecrübe ve sınanmış direniş çizgileriyle; “geçmişten bugüne bu tarih bizim” şiarıyla özetlenen tarihsel sürecimizin siyasal, ideolojik, politik ve örgütsel niteliğimizin bileşkesi ve geçmişle bugünümüzün ve geleceğimizin tarihsel hafızası olmasıdır.

Onları, bu sınıf ve tarih bilinciyle anmak, anlamak ve kavramak ve kavratmak gerekiyor. 17’lerin devrime kilitlenmiş politik iktidar yürüyüşü, rotası, Onlarda var olan derin halk sevgisi, sınıfa, halka ve devrime ikirciksiz ve tereddütsüz bağlılık,inanç ve bu uğurda hiçbir bedeli ödemekten gözünü kırpmayan feda ruhuyla dolu olmaları, bugünümüz ve geleceğimiz açısından esas ve temel alacağımız ana damar ve gıdamızı alacağımız ve besleneceğimiz devrimin temel kaynağıdır. Uluslararası alanda ve coğrafyamızda devrimci harekette genelde var olan ve devam eden bu yönlü eğilim ve sağa kayışları önlemenin ve alt edilmesi için, 17’lerin bu direnişçi ve ihtilalci komünist çizgisinin takipçi olmak hareketimiz açısından hayati önem taşıyor.

Çünkü devrim yürüyüşünde “zorun ancak zorla” söküleceğı ve alt edileceği gerçeğini hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Herşey sınıfsal, toplumsal işleyiş, değişim ve dönüşüm yasalarına göre uygulanmak ve yapılmak zorundadır. Yol alınmak, başarılar elde etmek ve hedefe varmak isteniyorsa bunun yapılması gerekli ve zorunludur. Egemen sınflar, tepeden tırnağa militarist, askeri zor ve şiddeti temel alarak örgütlenmiş, varlık ve sistemlerini ezilen dünya insanlığına karşı böyle bir mekanizmayla ayakta tutuyor ve sürdürüyorsa;  seninde sınıfı ve ezilen yığınları zoru temel alarak örgütlememten başka  bir yolun ve seçeneğin yok demektir.

Kaldı ki uluslararası düzlemde yaşanan deney ve tecrübeler, işçi sınıfı, ezilen yığın ve halkların özgürlük ve devrim yürüyüşleri, izledikleri yol-yöntem, strateji ve taktikler orta yerde duruyor. Ayrıca politik iktidarı zapdettikten sonra devrimci iktidarlarında karşılaştıkları sorun ve problemler; bu iktidar altında da sınıf mücadelesinin sürdürülmesi gerektiği, iktidar ve parti içinde bürokratlaşmaya, yabancılaşma ve yozlaşmaya karşı gerekli mücadele yürütülmediğinde, parti içinde türeyen ve gelişip güçlenen yeni burjuvazi  tarafından devrimci iktidarın nasıl gasp edildiği ve  karşı devrim cephesine dönüştürüldüğünü de tarihi tecrübelerle sabit.

Dolayısıyla tarih sahnesine çıkacak devrimlerin, uluslararası düzlemde yaşanmış tüm deney ve tecrübeleri hesaba katarak, göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekiyor. Bunlar yapılmadığı, ideolojik, politik ve kültürel olarak canlı,diri ve dinamik olunmadığı taktirde, benzeri sorun, problem ve engellerle  ve başarısızlıklarla karşılaşılacağı kesindir.

Bugün 17’leri anmaya,anlamaya ve kavramaya çalışırken; Onların kaybının tarihimiz açısından, dünümüz, bugünümüz ve geleceğimiz açısından büyük bir kayıp ve darbe olduğunu, büyük bir boşluk yarattığını, çalışma tarzında düştükleri hataları ve bunlardan çıkarmamız gereken dersleri akıldan çıkarmamamız gerektiğini de asla unutmamalı ve es geçmemeliyiz. Her birinin devrim ve komünizm mücadelesinde adeta bir tarih olan, bunca deney-tecrübe-birikim ve tarihsel hafızamız olanların kaybı böyle olmamalıydı ve düşman bu sonuca ulaşamamalıydı.

Ama şunu da unutmamak gerekiyor ki, tarih boyunca ezilen dünya insanlığının kurtuluş ve devrim mücadelesi  hep ağır bedel ve kayıplarla yürümüş, sürmüş,ilerlemiş ve yol almıştır.

Dolayısıyla; 17’ler yaşadıkları,yaptıkları,üstlendikleri ve oynadıkları rol ve misyonla;

-Onlar, bir tarihtir, kanla yazılan tarih silinemez!

-Onlar, bir tarih yapıcıları ve tarih yazıcılarıdır!

-Onlar, ihtilalin, güneşin ve ateşin çocuklarıdır!

-Daima bizimlesiniz, daima sizinle olacağız!

Anılarınız ve mücadeleleriniz önünde saygı, sevgi ve minnetle eğiliyorum.