Londra’da Kaypakkaya’yı Anma Gecesi Gerçekleştirildi.

Londra (9 Mayıs 2013) Mayıs Geceleri tertip komitesinin 40.ölümsüzlük yıl dönümü vesilesiyle düzenlediği İbrahim Kaypakkaya’yı anma geceleri Londra’da 5 Mayıs günü gerçekleştirildi.

Gece İbrahim Kaypakkaya şahsında devrim ve komünizm davasında yitirdiklerimiz anısına saygı duruşu ile başladı. Yapılan açılış konuşmasında “18 Mayıs en güçlüyüm dediği zindanlarında, Kaypakkaya’nın karşısında düşmanın stratejik yenilgisinin zamanıdır. Zira ilk çıkışında onun görüşlerini CIA kumandalı MİT belgeleri şöyle değerlendiriyordu…

Kaypakkaya’nın temsil ettiği görüşler ihtilalci Komünizmin Türkiye’ye uygulanmasının en tehlikeli yoludur. Doğrudur, zira o güne kadar çağdaşlık-ilericilik-devrimcilik abidesi olarak telakki edilmiş Kemalist ideolojinin, Kemalist tarih tezinin, Kemalist Hareketin karşı devrimci şöven-faşist karekteri deşifre ediliyordu. Doğrudur ilk kez egemenlerin mirasına köklü meydan okunuyordu. Tarihi Kürt ulusal hareketinin meşrudiyeti, Türk egemenler zulmüne yönelmiş demokratik yönü ve de Kürt ve boyunduruk altındaki Kürdistan sorunu tüm yönleriyle açığa çıkarılıyordu. Bu ve bunun gibi temel yönelimlerle birleşmiş, bir emekçiler-ezilen ulus ve azınlıklar gerçekliğinde düşman yenilgisini görmekte haklıydı. Kaypakkaya’nın katledilmesinin ana nedeni buydu. Ve bugünde görüyoruz ki, onun karanlıkları yırtan şafağı bugün geleceği kazanma güneşi misali parıldıyor. Şan olsun!!!”

Gösterilen sinevizyonun ardından geceye gelen mesajlar okundu ve ardından Yazar Muzaffer Oruçoğlu sahneye davet edildi. Oruçoğlu yaptığı konuşmada;

Deniz Gezmiş’in resminin Mustafa Kemal’in ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına asılmasını eleştirerek, “Deniz’in prestijinden ve kişiliğinden yararlanmak istiyorlar” dedi.

Mahir Çayan’ı da anarak konuşmasına devam eden Oruçoğlu, “Mahir ve Deniz’in sosyalizme ve sömürüsüz bir dünyaya inandıklarını” dile getirdi.

İbrahim Kaypakkaya ile Çapa Yüksek Okulunda tanıştıklarını, mevcut gidişata itiraz ederek bildidri yayınlamaları neticesinde kendilerini kaldıkları yurdun dışında bulduklarını aktararek, İbrahim Osmanlı döneminde içinden geldiği Alevi toplumunun nasıl katliamlara uğratıldığını ve bu durumun İbrahim’in devrimcileşmesinde önemli bir rolü olduğunu söyledi.

Tertip komitesi adına konuşan arkadaş ise ;”Önderimiz İbrahim Kaypakkaya işkencede çığır açan bir durum takınmıştır ve başarıyla çıkarak babasından birşeyler isteyerek sorgusunun bittiğini söylemiştir. Ancak Ankara’da devletin en yüksek katında alınan özel bir kararla katledilmiştir” dedi.

“Silah üreten, dağıtan emperyalistler ve onların uşakları, Orta-Doğu’da şu anda gözlerimizin önünde silahlı katliamlar yapan gericiler, ezilen ulus ve halkların silahlı hareketlerini ise terörizm olarak nitelendirip suçlamaktadırlar. Ne yazık ki, ezilen hareketlerin öncülerinin büyük bölümü bu ideolojik manipülasyona ve kara propagandanın etkisinde kalarak silahlara veda diyebilmektedir.

Kürtlerin en canlı ve diri gücü gerillaya, ülkeyi terk edin diyenlere sözümüz Kürdistan’ı terk edecek bir güç varsa onlar ancak işgalciler ve ilhakçılardır” vurgusunda bulundu.

“Türkiye devleti Orta-Doğu’da savaş yürütücüsü iken ve içeride durmaksızın yeni karakollar inşa ederken, koruculuğu güçlendirmeye çalışırken, barıştan söz etmek büyük bir yanılsamadır. Savaş makinası gerici rejimlerin yıkılmasının araçlarından birinin ve en önemlisinin silahlı mücadele olduğunu ve tarihin bize başka yol bırakmadığını ısrarla halka söylemek zorundayız. Bizce Türkiye ve Kürdistan yeni bir devrimci savaşa, halk savaşına gebedir”diyerek sözlerini noktaladı.

Daha sonra sahneye gelen sanatçı Hasan Yükselir ve Gurubu Pir Sultan, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Aşık Veysel ve Nazım Hikmet’ten seslendirdikleri türküleriyle gecenin coşkusunu artırarak katılan kitleden büyük ilgi gördü.