Çete lideri ve devletin tetikçisi Sedat Peker’in açıklamalarıyla ortaya saçılan devlet-mafya-siyaset ilişkilerine ilişkin açıklama yapan Sosyalist Öğrenci Hareketi, “Halka karşı eli kanlı tetikçi rolünde bulunanlar, savaşlarda devletin para kaynağı olanlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile bu organizma içinde servetlerine servet katanlara karşı öğrencileri, gençleri, işsizleri, işçi ve emekçileri, devrimcileri, ezilenleri bu çürümüş sisteme karşı hesap sormaya çağırıyoruz” dedi.
Son günlerde sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulunan Çete lideri Sedat Peker’in itiraf ve ifşalarıyla ortaya çıkan devlet-mafya-siyaset ilişkilerine ilişkin yazılı açıklama yapan Sosyalist Öğrenci Hareketi (SÖH), “Bahsi geçen tüm bu iddialar aslında bizlere, öğrencilere, gençlere, işsizlere, işçi ve emekçilere, devrimcilere, ezilenlere, kendinden olmayanlara karşı nasıl sistem içinde kaldıklarını, servetlerine servet kattıklarını, faili meçhulleri ifşa eden bir durum haline gelmiştir” açıklamasında bulundu.
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Çete lideri ve devletin tetikçisi Sedat Peker geçtiğimiz zamanlarda başlatmış olduğu ve hâlihazırda devam eden videolar üzerinden maşalığını yaptığı AKP’nin suçlarını ifşa etmeye başlamış ve kendi suçlarını da ortaya sermiştir. Daha birkaç sene evvel mitingler düzenleyen, kahraman ilan edilen hayırsever iş insanı sıfatıyla ödüller almış, şimdi ise organize suç örgütü lideri sıfatıyla devletin hedefi haline gelmiştir. Sedat Peker ismi bizlerin, öğrencilerin, gençlerin, işsizlerin işçi ve emekçilerin, devrimcilerin, ezilenlerin gözünde çeteler ile faşist rejimin devamlılığını sağlamaya çalışan, ‘ kan banyosu ‘ tehdidi ile mitinglerde boy gösterip AKP için oy toplamaya çalışan, faşist rejimin eli kanlı maşasıdır.
Faili meçhulleri ifşa eden bir durum haline gelmiştir
Ortaya koymuş olduğu iddialar arasında; devlet içindeki kirli hesaplaşmalar, uyuşturucu ticareti, Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu’nun pelikancılar olarak devlet içinde ayrı bir güç haline gelmesi, Tolga Ağar’ın uyuşturucu kullanarak silahlı yaralama suçlarına karışması, yine Tolga Ağar’ın Yeldana Kaharman’ı cinsel istismara maruz bırakıp sonrasında intihar süsü verilerek öldürülmesi, Binali Yıldırım’ın oğlunun Kolombiya ile dönen uyuşturucu trafiği ve bunun gibi nice iddialar bulunmaktadır. Bahsi geçen tüm bu iddialar aslında bizlere, öğrencilere, gençlere, işsizlere, işçi ve emekçilere, devrimcilere, ezilenlere, kendinden olmayanlara karşı nasıl sistem içinde kaldıklarını, servetlerine servet kattıklarını, faili meçhulleri ifşa eden bir durum haline gelmiştir.
Devlet mafya ilişkileri üzerinden varlıklarını kurumsallaştırılmaya çalışmaktadır
Sedat Peker diğer bir iddiasında Demirören’in Ziraat Bankası’ndan 750 Milyon dolar aldığını ve bunu geri ödemediğini ifade etti. Ziraat Bankası Demirören’e tahsis edilen bu parayı tahsil etmezken, her geçen gün geleceksizleştirilen ve borçlandırılan öğrencilerden, diplomalı yüzbinlerce işsiz öğrencilerden öğrenim kredilerini tahsil etmeye çalışıyor, edemediklerine haciz yoluyla el koymaya çalışıyor. Vergi affı adı altında koca holdinglerin vergi borçlarını silenler, öğrencilere sözde eğitimlerini devam ettirebilmeleri için verdikleri üç beş kuruşun peşine düşüp kasalarını doldurmaya çalışıyorlar. Faşist rejim, medyayı susturarak kendi havuz medyasını yaratması, üniversitelere kayyumlar ataması, bu durumlara sessiz kalmayıp halka doğru olanları aktarmaya çalışanları tutuklamalar ile susturmaya çalışması bu ilişkilerinin üstünü örtmeye çalıştığının göstergesidir.
Çürümüş sisteme karşı hesap sormaya çağırıyoruz
Devlet denen organizma mafya ilişkileri üzerinden varlıklarını kurumsallaştırılmaya çalışmaktadır. Bu durum faşist rejimin çetelerle, mafyalarla nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor. Halka karşı eli kanlı tetikçi rolünde bulunanlar, savaşlarda devletin para kaynağı olanlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile bu organizma içinde servetlerine servet katanlara karşı öğrencileri, gençleri, işsizleri, işçi ve emekçileri, devrimcileri, ezilenleri bu çürümüş sisteme karşı hesap sormaya çağırıyoruz.”