T.C. ve KDP işbirliği ile Güney Kürdistan’a yeni bir işgal harekatı daha

AKP-MHP iktidarı Güney Kürdistan’a yönelik işgal harekatıyla milliyetçilik ve şovenizmi körükleyerek ve kitleleri gerçek gündemden uzaklaştırarak kendine yedeklemeye çalışıyor. TSK ve KDP işbirliği ortaklığında dün Güney Kürdistan’a yeni bir işgal harekatı başlatıldı. TSK tarafından başlatılan ve KDP güçlerinin de katıldığı işgal harekâtı kapsamında Avaşin, Basyan, Zap ve Metina alanları saatlerce savaş uçakları tarafından bombalandı. Havadan ve karadan başlatılan işgal harekâtına binlerce asker katılıyor.

Yaratmış olduğu ekonomik ve siyasal kriz girdabında debelenen ve çöküş süreci içerisinde bulunan AKP-MHP iktidarı, krizin tüm ağır faturasını yoksul halkın sırtına yıkarak işçi ve emekçileri açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum ediyor. Yaratıcısı oluğu krizi aşmak ve kitlelerin öfkesini bastırmak için türlü türlü hamleler ve siyasetler geliştiren AKP-MHP iktidarının başvurduğu geleneksel politikalardan birini gerici savaş ve işgal saldırıları oluştururken, AKP-MHP iktidarı da dahil bir bütün T.C. egemenlik sistemi ve onun bütün burjuva partilerinin geleneksel ve stratejik sınıfsal tavrı Kürt ulusuna ve Kürdistan’a yönelik savaş ve işgal siyasetinde ortaklaşıyor. CHP ve diğer burjuva muhalefet partilerinin somuttaki işgal harekâtı karşısındaki tutumları da bunu bir kez daha açıkça ortaya koyuyor.

AKP-MHP iktidarı tarafından yukarıda ki yönelime uygun olarak, milliyetçilik ve şovenizmi körükleyip kitleleri gerçek gündeminden uzaklaştırarak kendine yedeklemek için TSK ve KDP işbirliği ortaklığında dün Güney Kürdistan’a yeni bir işgal harekatı başlatıldı. TSK tarafından başlatılan ve KDP güçlerinin de katıldığı işgal harekâtı kapsamında Avaşin, Basyan, Zap ve Metina alanları saatlerce savaş uçakları tarafından bombalandı. Havadan ve karadan başlatılan işgal harekâtına binlerce asker katılıyor.

KCK: Gerilla ve halk ortak mücadele ile saldırıları püskürtecek

İşgal harekatına dair açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, İşgal harekatı ve saldırıların gerilla ve halkın ortak mücadelesiyle püskürtüleceğini belirtti.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

“KDP yetkililerinin Türkiye’ye her gitmesi sonrası Türk devletinin Kürt Özgürlük Hareketine saldırısı gerçekleşmektedir. Bu nedenle Mesrur Barzani Tayyip Erdoğan ve MİT müsteşarı ile görüştükten sonra Türk devletinin Medya Savunma Alanlarına saldırması tesadüfi değildir. AKP-MHP faşist ittifakı KDP’nin desteği ile Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye etmek istemektedir.

Kürt halkı Kürdistan’ın tüm parçalarında ve bulundukları her yerde KDP’nin Türk devletiyle yaptığı işbirliğini bırakmasını isterken KDP Türk devletinin işgal saldırılarının daha fazla parçası olmaktadır. Böylece Kürt halkının sesini dinleme yerine Türk devletinin isteklerini yerine getirmesi tüm Kürt halkını ve dostlarını öfkelendirmektedir.

KDP hala Türk devleti ile ilişkisini kamufle etmek için propaganda araçlarını kullansa da sahadaki pratik, saldırıların ortak bir planlama ile yapıldığını gözler önüne sermektedir. Türk devletinin KDP’nin hakim olduğu alanlardan gerilla alanlarına saldırması bu gerçekliği göstermektedir.

KDP güvenlik güvencesi vermezse AKP-MHP faşizminin güdümündeki askeri güçlerin Bamerni, Amediye, Derelok ve Şeladize alanlarından gerillaya saldırması mümkün değildir. KDP buralardan saldırıya izin vererek Türk ordusunun gerillayı çembere almasına destek vermektedir. Öte yandan birçok yerde Türk devletinin saldırıları ile eşzamanlı KDP’nin özel askeri güçleri de harekete geçmiştir. Gerilla alanlarını kuşatarak, gerilla güçlerinin arasına girip ilişkilerini keserek, bazı gerilla alanlarına yerleşerek Türk devletinin sonuç almasını sağlamaya çalışmaktadır. Bu gerçekleri tüm Kürt halkı, KDP ile ilişkili halkımız ve siyasi çevreler de görmektedir. Çünkü KDP bu politikasıyla orta ve uzun vadede tüm Kürdistan halkına zarar verici olacak olumsuzlukların ortağı olmaktadır.

Başure Kurdistan halkı ayağa kalkarak tarihi yurtseverlik görevini yerine getirmelidir

Türk devletinin bu işgal saldırıları sadece Özgürlük Hareketimize ve onun fedai gerillalarına yönelik değildir. Bu saldırılar Türk devletinin Bakurê Kürdistan’da irade kırıp soykırım politikasını derinleştirme ve konjonktürün elverdiği ilk fırsatta da Başûrê Kurdistan’daki kazanımları ortadan kaldırma saldırısıdır. Zaten Türk devlet yetkilileri her fırsatta bu hedeflerini dile getirmektedirler. Bunları iç politikaya yönelik söylemler olarak görmek ağır sonuçları olacak tarihi bir gaflettir. Zaten Türk devletinin bu saldırılardaki bir amacı da Kürdistan coğrafyasının hakim stratejik yerlerini ele geçirmektir.

Başta Başûrê Kurdistan halkı ve siyasi güçleri olmak üzere tüm Kürdistan halkı, demokratik kurumlar ve tüm siyasi güçler Türk devletinin tüm Kürdistan’a hakim olma ve Kürdistan’ı Türk uluslaşmasının yayılma alanı haline getirme saldırılarına karşı ayağa kalkmalıdır. Başûrê Kurdistan halkımız 2008 Zap’a yönelik saldırıya karşı Bamerni, Kadişe, Amediye, Derelok ve Şeladize’de ayağa kalkarak Türk ordusunun bu alanlardaki hareketine izin vermeyerek Zap bozgununa önemli katkılarda bulunmuştur. Bugün de başta bu alanlar olmak üzere tüm Başûrê Kurdistan halkı ayağa kalkarak tarihi yurtseverlik görevlerini yerine getirmelidirler.

Her yerde işgale karşı mücadele yükseltilmeli

AKP-MHP faşist hükümeti çok kapsamlı bir saldırı ve işgal harekatı planlamıştır. Bu saldırıyla orta ve uzun vadede Kürt halkının tüm kazanımlarını hedeflerken, kısa vadede seçime gidip yeniden iktidara gelmeyi amaçlamıştır. Böylece orta ve uzun vadede Kürtleri soykırıma uğratma amaçlarına ulaşacaklarını hesaplamaktadırlar.

Tüm bu gerçekler Kürt halkının ve dostlarının her yerde gece gündüz demeden ayakta olarak bu işgale karşı mücadeleyi yükseltmelidir. Bu mücadele sadece Kürdistan’la sınırlı tutulmamalı, komşu halklar, dünya halkları ve demokrasi güçleriyle birlikte geliştirmelidirler.

Gerilla ve Kürt halkının ortaklaşa ve bütünlüklü yürüttüğü mücadele ile bu saldırılar püskürtülecek, Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu’nun kapıları sonuna kadar açılacaktır.”

Kürt Parti ve Kurumlarından işgal harekatına karşı ortak açıklama: Kürt kazanımları hedefte

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Barış Anneleri Meclisi, 78’ler Derneği, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Dicle Fırat Kültür Sanat Derneği, GÖÇ-DER, AKP-KDP ortaklığında Güney Kürdistan’a yönelik başlatılan işgal operasyonuna karşı ortak açıklama yaptı. DBP Amed İl Örgütü binasında yapılan eyleme, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmenin hemen ardından operasyonun başlatılmasına dikkat çekti. Türkiye’nin saldırılarıyla eş zamanlı olarak Irak Ordusu’nun Şengal’e yönelik saldırılarının başladığına değinen Uca, “Çarşema Sor Bayramı’nın arifesinde bu saldırılar sıradan değil. Bir kez daha Şengal’e kapsamlı saldırı hazırlığı yapılıyor. DAİŞ’in 3 Ağustos’ta yapamadığını Türkiye, Irak Ve KDP’nin eliyle yapılıyor. Bir kez daha bu saldırıları kınıyoruz” dedi.

‘Savaşa karşı ses çıkarmak önemli adım’

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, operasyonun Türkiye’nin Kürt düşmanlığının devamı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu saldırının yüz yıldır Kürt halkına yönelik düşman politikalarının devamı bir savaş olduğunu biliyoruz. Türkiye toplumuna, halklara, toplumsal, siyasal, ekonomik olarak hiçbir şey veremeyen bu iktidar ve küçük ortağının, aslında kendini ayakta tutmanın, kendini devam ettirmenin bir savaşı olduğunu da çok iyi biliyoruz. Yüzyıllık devlet gerçekliğinin geldiği aşamada, Türkiye’nin içinde bulunduğu krizlerin, kaosların gittikçe derinleşmesinin tam da sebebi, bitmeyen Kürt düşmanlığı, bitmeyen savaş politikalarıdır, tecrit ve kayyım politikalarıdır. Bu savaşların Türkiye’ye kazandırmadığını, yıllardır hep beraber yaşıyoruz. İktidarın savaş politikalarının arkasına dizilmek, savaş politikalarına ses çıkarmamak, göz yummak, aslında Türkiye’nin içinde olduğu çoklu krizlere ortak olmaktır, çoklu krizlerle halkları başbaşa bırakmaktır. Bu savaşa karşı sesini yükseltmek, Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli bir adım olacaktır. Türkiye’de halkların barışını inşa etmek için önemli olacaktır.

KDP çizgisine tepki

KDP’nin tutunduğu çizgi hem Türkiye hem bölge devletlerin hem de ailesel çıkarları koruma tutumudur. Kürt halkı tarih önünde bunun hesabını soracaktır. Bugün Güney Kürdistan statüsünü korumak, bütün Kürdistan halklarının, Ortadoğu halklarının birinci sorumluluğu olmalıdır. Bu tutum içinde olan bütün yapıların, başta Barzani ailesi ve KDP’nin bu çizginin Kürtlere kaybettireceğinin, bu çizginin Kürdistani bir çizgi olmadığını, Kürt halkının kazanımlarını peşkeş çekme girişimi olduğunu çok net ifade etmek istiyorum.”

“Kürt halkının çıkarlarına sahip çıkalım”

Daha sonra imzacı kurumların AKP-MHP faşist iktidarı ve KDP’nin sınır ötesine yönelik saldırılarına karşı ortak metin okundu. Kürtçesi HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, Türkçesi DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz tarafından okunan ortak metin şöyle:

“AKP-MHP iktidarı Dolmabahçe Mutabakatı’nda Demokratik Müzakere masasını devrilmesi ve 7 Haziran darbesinden bu yana Kürt Halkı ve Türkiye’deki halklar üzerinde tarihin en ağır savaş, inkar ve imha politikalarını ağırlaştırarak devam ettirmektedir. Türkiye’nin temel meselesi olan Kürt meselesini demokratik müzakere yöntemleriyle çözmek yerine, savaşta ısrar politikasını sürdürmektedir. İmralı tecridiyle başlayan bu süreç, Rojava’da Efrîn, Serekaniyê ve Girê Spî işgali, seçilmiş vekillerin tutuklanması, belediyelerin kayyumlarla gaspı, zindanlarda siyasi tutsaklara yönelik işkence ve katliamlar, demokratik siyaset çalışanları ve Kürt halkına yönelik operasyonlar, HDP’ye kapatma kumpası, tutuklama, işkence ve katliamlar aralıksız bir biçimde sürmüştür. Tüm bu uygulamalara rağmen Kürt halkı diz çökmemiş, direnişini daha fazla yükseltmiştir. 2022 Newroz’unda milyonlar alanlara çıkarak tutumunu ortaya koymuştur. Öyle anlaşılıyor ki AKP-MHP kendi iktidarını korumak adına gözü dönmüşçesine saldırılarını arttırmak istemektedir. Newroz’dan bu yana Kürdistan’da binlerce yurttaşımız sindirme operasyonları neticesinde ya gözaltına alınmış ya da tutuklanmıştır. Fakat tüm bu uygulamalar daha önce sonuç vermediği gibi bugün ve yarın da sonuç vermeyecektir.

Ayrıca dün bu kirli savaşla beraber Irak Ordusu’nun Şengal’e saldırısını da şiddetle kınıyor, Şengal halkının mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Bu temelde başta Kürt Halkı olmak üzere, Kürdistan’daki siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, Kürt aydın ve sanatçıları, inanç kesimleri ve kanaat önderlerini bu kirli savaşa, bu savaşta rol alan tüm güçlere ve KDP’ye karşı ortak tutum alarak Kürt halkının toplumsal çıkarlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Bu kirli savaş, imha ve inkar politikaları sadece Kürt halkını etkilememektedir. Türkiye halkları da tarihinin en büyük siyasi, ekonomik ve doğa talanıyla karşı karşıya kalmıştır. Kürt meselesi çözülmeden bu sorunların Türkiye’de aşılacağını sananlar tarihi bir yanılgı içerisindeler. Bölgede ve dünyada yaşanan savaşlara karşı tutum alıp Kürt halkı ve Kürdistan halkına yönelik saldırılarda sessizliğini korumak bu savaş politikalarına ortak olmaktır. Ukrayna, Filistin topraklarına yönelik işgal saldırılarına ve hegemonya savaşlarına karşı duranlar Kürdistan ve Kürt halkı üzerindeki savaş ve inkar politikalarına karşı tutum geliştirmedikçe, Türkiye’nin demokratik bir ülke olması beklenmemelidir.

Dayanışma çağrısı

Başta Türkiye’deki tüm devrimci, sosyalist, demokratları ve aydın-sanatçıları bu savaş politikalarına karşı Kürt halkıyla dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz. Bu savaş en çok da Türkiye toplumunu etkiliyor ve etkilemeye devam edecektir. Gün geçtikçe diktatörlük rejimi gelişecek, demokrasi zayıflayacak, ekonomik talan devam edecektir. Bu temelde tüm Kürdistan ve Türkiye halklarını bu kirli savaş politikalarına karşı barış siyasetini geliştirmeye ve demokratik tepkisini ortaya koymaya davet ediyoruz.”

HDP: Sınır ötesi operasyonlar ülkenin değil, AKP-MHP’nin bekası içindir

AKP-MHP faşist iktidarı ve KDP ortaklığında başlatılan operasyonun ülkenin değil, AKP-MHP ittifakının bekası için olduğunu vurgulayan HDP PM, “İktidar bu operasyonları ülkede derinleşen ekonomik krizin, dayanılmaz hale gelen açlık ve yoksulluğun üzerini örtmek için de kullanmaktadır” ifadelerine yer verdi.

HDP PM tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

Türkiye’de iktidar Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir atmosferde Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde çatışmaları yoğunlaştırıyor. Şu sıralar Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin topraklarına gerçekleştirilen ‘Kilit Pençe’ askeri saldırısı 40 yılı aşkındır devam eden Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştiren saldırılardan sadece biri olacaktır. İktidar bu operasyonları ülkede derinleşen ekonomik krizin, dayanılmaz hale gelen açlık ve yoksulluğun üzerini örtmek için de kullanmaktadır. Türkiye kamuoyu ve demokrasi güçleri bunu en yalın haliyle görebilmeli. Bu çatışmalar ülkenin değil, AKP-MHP ittifakının bekası içindir. Ülke ve Ortadoğu, halkların eşitliğini esas alan onurlu bir barışla huzura kavuşur.

CHP’den geleneksel ve sınıfsal karakterine uygun tutum: İşgal harekatı ve gerici savaşa tam destek

Güney Kürdistan’a yönelik işgal harekâtına dair açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geleneksel CHP’nin işgalci ve Kürt karşıtı tutumunu ifade eden açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu tarafından sosyal medya hesaplarından yapılan açıklama şu şekilde;

“Irak’ın Kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit operasyonunda, dualarımız kahraman ordumuzla birlikte. Allah bu mübarek ayda, Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin’

Ebru Günay’dan Kılıçdaroğluna cevap: Sizin Kürt sorununa çözümünüz bu mu?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun paylaşmına tepki gösteren HDP sözcüsü ve Milletvekili Ebru Günay sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile şunları belirtti;

“Erdoğan kürt düşmanlığı üzerinden tüm muhalefeti hizaya getirmek istiyor. Bu savaş ile tüm yaptıklarına meşrutiyet sağlamaya çalışıyor. Muhalefet liderinin verdiği tepkiye bakar mısınız? Sizin kürt sorununa çözümünüz bu mu?